Malzeme, düşünen ve sosyal bir varlık olan insanın mevcudiyetinden bugüne dek kullandığı ve geliştirdiği tüm somut zenginliklerin bünyesini ifade eden temel kavramdır. Malzeme bilimi ise insanlığın ihtiyaçları doğrultusunda, maddeye istedikleri özellikleri kazandırma ve fonksiyonel bir ürün yaratma çabalarının tümünü kapsar.
Yeryüzünde insan elinin izi büyüdükçe çağlara ismini vermiş ve çağ değiştirmiş malzemenin bilimi de etkinliğini ve önemini artırmaktadır. Malzeme, mühendisliğin yapı taşı ve en temel bileşeniyken bu noktada Malzeme Mühendisliği çalışma alanı itibarıyla; Jeoloji ve Maden mühendislerinden teslim aldığı maddeyi nihai ürüne ulaştırana dek kapsamlı bir sürece katkıda bulunur.
Malzeme, Seramikler, Metaller ve Polimerler olmak üzere üç ana grupta toplanmaktadır. Bu sebeple Malzeme Mühendisleri tüm malzeme gruplarını inceleyen ve kullanan Kimya, Makine, İnşaat ve Fizik Mühendislik alanları ile birlikte interdisipliner bir anlayışla çalışmaktadırlar.
Eğer geniş bir perspektiften bakacak olursak; uzay çalışmalarında kullanılan araç ve ekipmanların geliştirilmesinden, su içmek için kullandığımız cam bir bardağın üretimine kadar malzeme bilimi devrededir.
Malzeme Bilimi farklı akademik disiplinlerle yeni nesillere aktarılmaktadır. Bu disiplinlerden ülkemizde faaliyet gösterenleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz;
* Malzeme Mühendisliği
* Metalürji ve Malzeme Mühendisliği
* Metalürji Mühendisliği
* Seramik Mühendisliği
* Malzeme Bilimi ve Mühendisliği
* Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği
Bu bölümlerin her biri malzemenin farklı alanlarına dair uzmanlıkları barındırmaktadır. Alana dair akademik disiplin çeşitliliğinin yurt dışında ülkemize oranla çok daha zengin olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bunun sebebi ise malzeme dünyasında her konunun uzmanlık gerektirmesidir. Bir malzemenin geliştirme aşaması uzun süren çalışmalar ve bu süreçte elde edilen tecrübeler ile neticelendirilir. Geliştirilen malzemenin canlı güvenliğini sağlamaya uygunluğu oldukça önemlidir. Bu sayede proseste yaşanabilecek kaza ve yaralanmaların önüne geçilecektir.
Malzemenin koşullara elverişli olmasının ehemmiyeti birçok örnekle aktarılabilir. Stratejik bir öneme sahip olan Savunma Sanayiinde askeri araç ve teçhizatları oluşturan malzeme seçimlerinin koşullara uygun gerçekleştirilmesi oldukça kritiktir. Doğru malzeme kullanılmaması ve koşullara uygun malzeme tedariğinin sağlanmaması gibi hatalar personel ve ülke güvenliğini tehlikeye atacak sonuçlar doğurabilir. Yine bu kapsamda, Havacılık Sektörü’ndeki malzeme tercihleri ve periyodik kontroller hava kazalarının önlenmesinde etkin rol oynamaktadır.
Elbette bugün itibarıyla hiçbir malzeme için mükemmelliğe ulaştığımızı söylemek doğru olmayacaktır. Malzeme dünyasında ilerleme ve olgunlaşma süreci devam ederken hala keşfedilecek birçok yenilik bizleri bekliyor…
Her geçen gün elektronik cihazlarda kullanılan çiplerin boyutları küçülse de işlem hızları ve hafıza kartlarının kapasiteleri artmaya devam ediyor. Bu gelişimin mimarı ise açıkça malzeme bilimidir. Unutulmamalıdır ki hiçbir yazılım bir entegre devre olmadan aktive edilememektedir, hatta entegre devre olmadan kod yazılamamaktadır.
Geçtiğimiz günlerde bizlere evrenin şimdiye kadarki en net görüntülerini sunan James Webb Space Telescop’u -273 oC Mutlak sıcaklıkta çalışarak evrenin geçmişine ışık tutup geleceğine umut olabilecek keşifler gerçekleştirebiliyorsa, bu malzeme biliminin gelişimi ile olabilmektedir.
Bugün geliştirilen yeni malzemeler, yarın günlük yaşantımızı çok daha kolaylaştırıyor olacak…
Nasıl ki uzay ve havacılık için geliştirilen sensörler bugün otomobillerimizde kullanılıyorsa, yarın da giyilebilir teknolojiler ile harici araç gereçlerimizi giysilerimizde barındırabileceğiz.
Kıtaları birbirine bağlayan fiber optik kabloların kesintisiz iletim sağlaması ve robot teknolojilerinin uyarlanması neticesinde doktorlar kıtalar arası ameliyatı evlerinden yapabiliyorsa bu mucizevi gelişmede malzemenin biliminin rolü kesinlikle yadsınamaz.
Bütün bu ilerlemelerin ışığında malzeme geliştirmek kadar önemli olan bir diğer husus ise geliştirilen malzemenin üretilebilir olması ve kalitenin standardizasyonudur.
Bu sebeple malzeme üretim, test ve analiz yöntemleri de gelişimini sürdürmektedir.
Geleceğimizde güven ve konfor, akıllı malzemelerin değişen koşul ve tanımlanan görevlere göre pozisyon alabilmesiyle artması beklenirken, nanoteknoloji alanında yaşanan gelişmelerle birlikte tıp dünyasında başlayan akıllı malzeme kullanımlarının gündelik hayatımıza entegrasyonu ise yine malzeme biliminde yaşanacak gelişmelerle mümkün olacaktır.
Dünya üzerinde yaşam sürdükçe üretim ve ilerleme asla sona ermeyecek ve bu sayede Malzeme Mühendisliği önemini hiçbir zaman yitirmeyecektir.
Malzeme bilimi birçok sektörde etkin bir role sahipken, bu disiplin ile ilgili bölümlerden mezun olan kişiler için geniş bir çalışma alanı sunmaktadır.
Özellikle Uzay, Havacılık, Savunma Sanayi, Demir Çelik, Otomotiv, Petro Kimya, Madencilik, Denizcilik, Demiryolu, Beyaz Eşya, Elektronik, Medikal, Gıda, Tarım sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar bünyelerinde Malzeme Mühendislerini istihdam etmektedir.
Malzeme Mühendisliği ve ilgili mühendislik bölümlerinden mezun kişiler bu firmaların Satın alma, Ar-Ge, Ür-Ge, Kalite Kontrol, Pazarlama ve Satış birimlerinde çalışabilmektedir.
Malzeme Bilimi ve Metalurji ve Malzeme Mühendisliği alanında daha detaylı bilgiye Bolokur Teknik Yayıncılık kitapları aracılığıyla sahip olabilirsiniz.